Dünya Su Günü, Kuraklıkla Mücadelede Neler Yapabiliriz?

Su kaynaklarının hunharca harcandığı ve sonu gelmeyecek bir kaynakmış gibi kullanıldığı konusunda hemfikir olduğumuzu düşünüyorum. Bir TV programında, sizin su faturanız yüksek geliyor mu? sorusuna aylık 600 TL geliyor cevabını gururla söyleyen ve böyle düşünenlere sesleniyorum.
Bugün, dünya nüfusunun %40’nı barındıran 80 ülke şimdiden su sıkıntısı çekmektedir. Birleşmiş Milletler verilerine göre, günümüzde 1.1 milyar kişi sağlıklı içme suyuna ulaşamıyor. Bizim bulunduğumuz coğrafyanında sonsuz bir temiz su kaynağına sahip olduğunu düşünmeyin lütfen. 2040 yılında Türkiye’nin de temiz su sıkıntısı çekecek ülkeler arasında yer alacağı öngörülüyor. Bir gün çeşmenizi açtığınızda temiz su akmayacağını düşünerek su kaynaklarını korumaya özen gösterin.
Peki su kaynaklarını nasıl koruyabiliriz?
1- Mevcut içme suyu kaynaklarını (göller, nehirler, barajlar) kirletmeyerek

Nasıl mı? Bir tesis, bir ticarethane veya bir konut olabilirsiniz. Ne olursa olsun, yağ/yakıtın vb. tehlikeli maddelerin kanala veya yakındaki alıcı ortama ulaşması engellenmelidir. Bu bir yağ/yakıt ayırıcı, yağ tutucu veya daha büyük tesisler için arıtma tesisleri ile mümkündür.

2- Yeşil alanları koruyarak ve ağaç miktarını arttırarak yağmur miktarını arttırmak

Yeşil alanların artması ile yenilenen kök sistemi sayesinde toprak gözenekli hale gelir ve su daha kolay sızabilir. Bu, yeraltı suyu akiferinin yükselmesine ve toprağın veriminin artmasına olanak sağlar. Verimli toprak kendi kendini yenileyerek büyümeye devam eder. Yeşil alanların artması ile yeryüzündeki nem miktarı artar ve daha çok yağmur yağışı gerçekleşir. Bu da bize doğal içecek su olarak döner.
Burada yapabileceğimiz tek şey ekolojiyi katlederek oluşturulmuş projeleri desteklememek ve minik hediyelerimizin fidanlardan oluşmasını sağlamaktır.

3- Yağmur suyunu hasat ederek

Yeni imar planları için bir zorunluluk haline de gelen yağmur sularının toplanarak geri kazanımının sağlanmasıdır. Büyük şehirlerin karmaşık yapısından ve çarpık kentleşmesinden ötürü daha temiz kabul edilecek çatı üstüne düşen yağmur sularının toplanarak tuvalet rezervuarlarında, sulama da kullanılması mevcut şebeke suyu kullanımını ciddi oranda azaltacaktır.
NOT: Ben sulama için yeraltı suyu kullanıyorum diyenler için de şunu söyleyebilirim. Yeraltı suyuda bir temiz su kaynağıdır ve şebeke suyu gibi yeraltı suyu da azalma ve yok olma tehlikesiule karşı karşıyadır.

4- Proseslerde geri kazanılan su kullanmak

Bugün birçok işletmenin soğutma suyuna, proses suyuna ihtiyacı var. Kullanılan proses suları ise çoğunlukla insan temasının olmadığı kapalı sistemlerde kullanılmakta bu durumda ilgili proseslerde kullanılan suyun tekrar tekrar aynı işlemde kullanılmasında (işletme zararına bir durum söz konusu değilse) fayda olacaktır. Bu durum tesisler için maddi kazançta sağlayacaktır.

Bu başlığa akaryakıt istasyonlarındaki araç yıkama prosesleride örnek verilebilir. Aracın yıkanması sonrasında küçük bir bekleme tankına alınan su iyi yönetilirse defalarca kullanılabilir.

5- Son olarak bireysel su tasarrufu

Aslında yukarıdaki başlıkları uyguladığımızda da su tasarrufu etmiş oluyoruz elbette. Ancak bu başlığı bireysel su tasarrufu olarak ele almak istiyorum. Çünkü her işletme kendi yararı için eminim ki kullanım suyu azaltma yöntemleri kullanmaya gayret ediyordur.
Ancak bireysel olarak yapabileceklerimiz her alanda yaşamımızı etkileyecektir. Bu bilinçle hareket eden biri hem çalıştığı işletmede, hem evinde bu bilgileri uygulayacaktır. Örneğin ellerini sabunlarken suyu kapatmak, bulaşıkları peçeteyle temizleyerek makinaya koymak, kıyafet alırken 3 kere düşünmek (Bir jean üretimi için, 15 bin 500 litre su gerekiyor.), duş sürelerini azaltmak, düşük debili armatürler kullanmak vb. alabileceğiniz önlemlerin sınırı yok. Yeter ki isteyin.
Dünyayı değiştirmek için yalnızca düşüncelerimizi paylaşmamız yeterli değil ne yazık ki, önemli olan konuştuklarımızı uygulayabilmemiz.