29.07.2021 İstanbul

Limit Aşım Günü; Başka Bir Dünya Varmışçasına Tüketiyoruz

WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Genel Müdürü Aslı Pasinli, konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Türkiye’nin Küresel Limit Aşım Günü, rekor bir sıçrama ile 14 gün öne gelerek, yılın ilk altı ayına kaymış durumda. Bu durum dünyamızın ekolojik çöküşünde bizlerin de rolü olduğunu gözler önüne seren ciddi bir gösterge.

Bugün 29 Temmuz, yani yılın 3. çeyreğinin ilk günleri ancak bugün 2022 yılında kullanılması gereken doğal kaynakları 29 Temmuz 2021’de kullanmaya başladık.  Peki 2021’de Türkiye’nin limit aşım günü tarihi neydi biliyor musunuz? 16 Haziran 2021 yani neredeyse Dünya Limit Aşım gününden 1,5 ay daha önce kaynaklarımızı tükettik.   Bu tarih, doğanın bize 2021 boyunca kullanmamız için sunduğu kaynakları, daha 6’ıncı ayda tüketmiş olduğumuz ve kalan 6 ayda 2022’nin kaynaklarından borç alacağımız anlamına geliyor.

Bu korkunç seneryoya göre bir gün çocuklarımız uyanacak ve ihtiyaçları olan tüm doğal kaynakları bizler çoktan tüketmiş olacağız. Tüketirken doğanın üretim ve tolerans kapasitesini göz ardı ediyoruz. Bu yılın başında yaşadığımız müsilaj sorunu, su kıtlığı riski olan ülkeler arasında yer almamız, enerji ihtiyacının büyük bir kısmını dış kaynaklardan sağlıyor olmamız vb. tüm bu konular bizlerin bugün bilinçsizce tüketimimizden, ihtiyacımızı iyi analiz edemememizden kaynaklanıyor.

Her yıl Dünya Limit Aşım Günü’nü hesaplayan WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Genel Müdürü Aslı Pasinli, konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Türkiye’nin Küresel Limit Aşım Günü, rekor bir sıçrama ile 14 gün öne gelerek, yılın ilk altı ayına kaymış durumda. Bu durum dünyamızın ekolojik çöküşünde bizlerin de rolü olduğunu gözler önüne seren ciddi bir gösterge.”

İnsanlık bugün gezegenimiz üzerindeki ekosistemlerin yenileyebileceğinden %74 daha fazla kaynak kullanıyor. Tüketim hızımız Küresel Limit Aşımı’nın hesaplanmaya başlandığı 1970’lerden bu yana en yüksek seviyeye ulaşmış durumda. Doğal kaynakları bu hızla tüketmeye devam edersek birkaç yıl içinde gezegene borçlandığımız zaman aylarla değil, yıllarla ölçülmeye başlanacak.

Peki bizler ne yapabiliriz?

Çevre sorunlarının genelde çok karışık, devletlerin çözmesi gereken sorunlar olarak algılanıyor. Kuşkusuz devlet yönetimlerine de iş düşmekte ancak bireysel olarak bizler ne yapabiliriz bugün bundan bahsedelim;

  • Öncelikle bir şey satın almadan önce alacağınız ürüne olan ihtiyacınız üzerinde birden fazla kez düşünmek.
  • Kullandığınız ve satın aldığınız ürünlerin yaşam döngüsü analizlerini incelemek.(Örneğin; bir jean pantolon için 10.850 litre su kullanılmaktadır.)
  • Gıda israfını önlemek için buzdolabında veya kilerde gerekiyorsa ürünlerin kaplarına tarih atarak önce aldığınız şeyleri ilk kullanarak stok yapılan malzemeler varsa hepsini zamanında tüketmek. Böylece hem gıdanın eşit bölünmesini sağlamış, hem de çöpe gidecek atık miktarı azaltılmış oluruz.
  • Elektrikli ev aletlerinde enerji tasarruflu cihazları tercih etmek ve cihazları ekonomi modunda kullanarak minimum enerji kullanmak.
  • Son olarak hediye seçiminizi doğayla dost ürünlerden yana kullanmak. Ya da sevdiklerinizin özel günlerinde onlar adına fidan dikerek sera gazının azaltımına destekte bulunmak.

Ve yine aynı cümleyi kurmak istiyorum; doğayı konuştuklarımızla kurtaramayız, harekete geçmeliyiz.